12 Nisan 2015 Pazar

Sende siteye katkı sun

Aşağıdaki yorum bölümüne köyümüz ile ilgili bir anınızı, köyümüzde yaşanmış olayları yazabilir, köyümüzün tarihi ile ilgili bir şeyler ekleyebilir ve köylülerimize mesaj bırakabilirsiniz. 

Sizin yazdıklarınızı, eklediklerinizi daha sonra siteye ekleyeceğiz.

Not: Siteye üye olmadan yorum yapabilmek için, Anonim olarak yorum yapın.

101 yorum:

  1. Biz çocukken telefon sadece muhtarın evinde vardı. Birine telefon geldiği zaman, muhtar birini o eve yollar, gelen kişi "Têla te hey" derdi. Çok güzel günlerdi.

    YanıtlaSil
  2. Köyümüzde eskiden Newroz akşamları (yada Xıdırnebi de olabilir) çocuklar ev ev dolaşıp, un toplarlardı. Daha sonra o unlar ile Apê Ûsê'nin (Yusuf Pedük) dükkanına gider bir şeyler alırdık.

    YanıtlaSil
  3. Köyümüzde eskiden gelin getirildiğin de, gelin eve girmeden önce dama çıkan damat, gelinin kafasına içine para yerleştirilmiş elma atardı.

    YanıtlaSil
  4. Köyümüzde eskiden çok derin olan efsanevi bir göl vardı. İsmi Gola Bıcıxa idi. Daha sonra kurudu.

    YanıtlaSil
  5. Köyümüzün kitap yazan ilk ve tek insanı Yaşar Eroğlu'dur. Şimdiye kadar yayınlanmış 4 Kürtçe kitabı var.

    YanıtlaSil
  6. Köyümüz Qaziyê Qere Bekır, Qaziyê Redka, Qaziyê Onceliyê, Qaziyê Zîla ve Qaziyê Nehiyê isimleri ile tanınır.

    Köylülerimizin çoğunluğu akraba olup, aslen Iğdırlıdırlar. Iğdır'a ise Rewan'dan gelmişlerdir.

    YanıtlaSil
  7. 1991 yılında Saddam Kürt illerine saldıracak denildiğin de, köyümüzde herkes kapıları ve camları naylonlar ile kapatıp, kimyasalın evlerine girmesini engellemeye çalıştılar.

    Halis Aslan (Xalısê Mıheme) evinin altına sığınak yaptı.

    YanıtlaSil
  8. Herkes çok güzel, çok önemli şeyler yazıyor ama lütfen yazdıklarınızın altına isminizi de yazın ki bu değerli bilgileri verenlerin kimler olduğunu bilelim.

    YanıtlaSil
  9. 1992 yada 1993 yılında Önerlerin dükkanı, 'Pkk'ye destek veriyorlar' gerekçesi ile devlet tarafından bir süreliğine mühürlendi.

    YanıtlaSil
  10. Yaşlıların anlattığına göre 30-40 yıl önce köyümüze gökten Ziya'nın kuyruğu inmiş ve herkes Çayira Çelê bölgesine kaçmış.

    YanıtlaSil
  11. Köyümüz de Redkiler haricinde, bir kaç ev Azizi, üç ev Celali bir kaç evde Karapapak vardır.

    YanıtlaSil
  12. Ağrı merkez Eski Van Caddesi, halk arasında ceda Qazi (Kazlı caddesi) olarak bilinir. Sebebi; bu caddedeki dükkanların çoğu eskiden Kazlılarındı.

    YanıtlaSil
  13. Kazlıda eskiden Kürt medresesi varmış. Medresede hocalığı Melle Mıhemed (Mehmet Aladağ) yaparmış. Medresede Kürtçe, Arapça ve Farsça dillerinde, dersler veriyormuş. Ağrı köylerinden bir çok Feqî köyümüze gelir, ders alırmış. Ders alanlara, Navik köyündeki şeyhler de dahildir.

    Kazlıdaki medresede diğer Kürt medreseleri gibi, devlet tarafından kapatılmış.

    YanıtlaSil
  14. Köyün ilk okulu, Fettah Pedük'ün evinin bulunduğu yerde, sıradan bir evmiş.

    YanıtlaSil
  15. 1940'lı yıllara kadar, köyümüzün önü hep ormanmış. Orman bildiğimiz ağaçlardan değil, sqavél yapımında kullanılan çılpilerdenmiş. Ağaçta varmış ormanda ama çılpi daha yoğunmuş.

    YanıtlaSil
  16. Köyümüz o kadar göç vermiştir ki, sadece köylere değil, komşu köylere de göç edenler olmuş.

    Yoncalı köyüne Mala Hecî Şewo (Kandemir) ve Cesîmé Hecî Eso (Aslan), Keşîş köyüne ise Mala Emo ve Sano (Kaya) göç etmişlerdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Köyümüzden soy ismi Baş olanlar var Tırşık, onlarda Ardahan'a göç etmiş. İlk soy isimleri Öner diye biliyorum.

      Sil
  17. Köyümüz o kadar göç vermiştir ki, sadece köylere değil, komşu köylere de göç edenler olmuş.

    Yoncalı köyüne Mala Hecî Şewo (Kandemir) ve Cesîmé Hecî Eso (Aslan), Keşîş köyüne ise Mala Emo ve Sano (Kaya) göç etmişlerdir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamanında Erzurum'un Mıdırge isimli köyüne de köyümüzden göç olmuş. Göç edenlerin soy ismi Çiçek.

      Sil
  18. Heci Emer ve Hısé'nin (Akdeniz) bir kardeşleri, Kars'ın Yolgeçmez köyüne yerleşmişler. Bu üç kardeşin babaları Mıho'nun mezarı şuan o köydedir.

    Bütün akrabalar Iğdır'dan gelip Ağrı'nın Kazlı köyüne yerleşmiş ama Miho ile bir oğlu hiç Kazlıya gelmeyip, Iğdır'dan direk Yolgeçmez köyüne gitmişler.

    Soy isimlerini bilmiyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onlar Kars'a göç ederken, Tırşık'lardan da bir aile (Mala Sedoyé Hısoyé Emo) Ardahan'a göç etmiş. Bu aile Baş Soyisimini almış.

      Bunların hepsi Iğdır'da iken, Hesené Celalî'nin kardeşi Mısto, Sedo'nun kız kardeşi Gozé'yi kaçırmış.

      Sil
    2. Baş ailesi Ardahan'dan da Ankaraya göç etmiş.

      Sil
    3. Heci Emer ve Hısê'nin Karsdaki kardeşi üveydir. Sadece anneleri bir.

      Sil
  19. Köyün yukarısındaki mezarlığa ilk gömülen kişi, Hamit Öner'dir. Hamit Öner 1966 yılında vefat etti. Buraya gömülmek onun vasiyeti idi.

    YanıtlaSil
  20. Eskiden riya tap'taki yol, toprak bir yolmuş. Asıl asfalt yol, Yoncalı tarafından gelip, bizim köyden geçip Ziro'nun oradan çıkıyormuş. Yol köylerin içinden geçtiği için çok sayıda trafik kazası oluyormuş, bu sebepten dolayı yol, tap'a alınmış.

    Yol bizim köyden geçtiği dönem, bir araba Hesené Celali'nin (Bozkurt) oğluna çarpıp öldürmüş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bozkurt onların soy ismidir. Bu aile Balıkgöl tarafından bizim köye gelmiş. Ne zaman ve ne için geldiklerini bilmiyorum.

      Kız alıp verme ilişkilerinden dolayı gelmiş olabilirler.

      Bu aile haricinde Celali olan iki aile daha var. Fidan ve Kıyağan'lar. Bu iki aile birbirleri ile akraba olup, Doğubayazıt'in Taxılka (Bardaklı) köyünden gelmisler.

      Sil
    2. Diğer bir Celali aile de Mikail Çete'dir. Kendileri Hesesori kabilesinden olup, aslen Doğubayazıt'lıdır.

      Ama işin ilginç yanı, Mikail Çete bir çok köylümüz tarafından Karapapak olarak biliniyor. Yada kendisi zamanında kendisini öyle tanıtmış olabilir.

      Gerçekte kendisi Kürt, eşi Karapapaktır.

      Sil
    3. Dedelerimiz Iğdır'dan Ağrı'ya ilk göç ettiklerin de, ilk olarak Ziro'ya akrabalarının yanına yerleşmişler. Daha sonra aralarında bazı tatsızlıklar çıkması üzerine, Oradan Kazlı'ya gelmisler. Kazlıya ilk geldiklerin de, aşağı mezarların aşağısındaki boş alana çadır kurmuşlar. Daha sonra yavaş yavaş evler inşa etmişler.

      Köy aslında Ermeni köyüdür ama Ermeniler köyün şimdiki yerleşim yerinde mi yada başka bir bölgesinde mi yerleşik ti? Tam olarak bilmiyorum.

      Çünkü Lîç tarafında da eskiden bir köyün olduğu söyleniyor. Bu sebepten dolayı emin değilim.

      Sil
  21. Eskiden köyün yukarısına Mehella Eceman, aşağısına ise Mehella Tırşıka deniliyordu.

    YanıtlaSil
  22. Eskiden at kuyruğu ile telle yapar, dırunge'ye bırakır, onunla gogerçiné qapa (çatı güvercini) yakalardık. Bazıları da at kuyruğu yerine, Mısine ile yapardı. Bazen tellelere bacacı kuşlarda girerdi.

    YanıtlaSil
  23. 40-50 yıl önce köylülerimiz boynuzu olup, keçi gibi ses çıkaran yılan bulmuşlar. Sanırım bu yılan türü, nesli tükenen bir yılandır. Çünkü sonrasındaki yıllarda hiç gören olmamış.

    YanıtlaSil
  24. Köyümüzde ilginç şeyler de vardı: mesela Resul amcanın karısı Senem ve çocukları, leyleklere çok önem verip, onları çok severdiler. Biz çocukken (89 falan) bir leylek elektrik direğinde elektrik akımına kapılıp öldü. Senem ve çocukları onun için ağlamış, bir insan ölmüş gibi onun yasını tuttular. Sonra mezar gibi bir çukur kazıp, leyleği gömdüler. Ve işin daha da ilginç yanı sanki leyleklerde onları seviyordular; yuvalarını onların kapısındaki direğe yapmıştılar.

    Onların leylek ile olan bağı yada hikayesi ne idi? Çocukluğum boyunca merak ettim ama otuz yaşına geldim bir türlü öğrenemedim.

    Nihat Öner

    YanıtlaSil

  25. Nisan ayında bu bölümü açtık. Nisan ayından bu güne kadar otuz tane yorum yapılmış.

    Aslında daha çok yorum vardı ama, biz sadece köy ile ilgili olanları bıraktık. Köy ile alakası olmayıp, insanları küçük düşüren, anlamsız yorumları sildik.

    Daha çok yorum yapılması dileğiyle emeği geçen herkese teşekkürler.

    YanıtlaSil
  26. Eskiden Liç'de (Hikmet Öner'in Mirze Aslan'a sattığı tarlanın sınırında) bir mezar varmış ve köylülerimiz o tarlaya "Merzelê Laz-Merzelê Lêz" (Laz'ın mezarı) diyorlarmış. Mezar son yıllarda kaybolmuş. Laz neden oraya gelmiş, nasıl orada ölmüş, kim oraya gömmüş? bilinmiyor.

    YanıtlaSil
  27. Köyün ortasında, köylülerin "Şehit" dediği türbe tarzı bir mezar var. Ama türbe ne zamana ait? kim veya kimler orada yatıyor? nasıl oraya gömülmüşler? bunların hiç biri bilinmiyor.

    YanıtlaSil
  28. Dedelerimizin eski köyü olan Iğdır Hasanhan köyü, ağrı İsyanı (1926-1932) sebebi ile uzun süre yasak bölge olmuş, dedelerimizin o köye girilmesine izin verilmeyerek bir çoğunun mal varlıklarına devlet tarafından el konulmuş. 1970'li 80'li yıllar arasında, devlet el koyduğu evler, tarlalar ve arsalar karşılığın da, Kazlıların bir kısmına para vermiştir.

    Hasanhan'daki taşınmazları için Kazlıların bir kısmına para çıkarken, bazılarına çıkmamıştır.

    Qazî Redkiyî

    YanıtlaSil
  29. Çayîr Çelé'deki Pıra Hesené Celalî isimli köprü, orada Hesené Celalî'nin tarlası olduğu için o ismi almış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hesen'in kardeşi Misto'da yol bizim köyden geçerken bir arabanın kendisine çarpması sonucu ölmüş.

      Sil
  30. Lîç'de 10-15 yıl önce kocaman bir nehir kadar bir su gelir, Bıcıx tarafından Murat nehrine akardı. Su o kadar çoktu ki çoğu zaman hayvanlar bile oradan zor geçiyor. Su Liç'in içinde doğar, gürül gürül akardı. Suyun etrafında çeşit çeşit, renk renk çiçekler ile çok güzel süslenirdi. Çiçekler ile birlikte, kokusu bir kilometre öteden alınan pung vardı. Ve tüm bu güzellikleri koruyan, adeta onlara bekçilik yapan, insanların onları koparmaması kocaman dikenleri ile boyu yarım metreyi bulan bir gezgezk çıkardı.

    Sonra Liç'deki su içmek için köy çeşmelerine bağlanınca, bu güzel su kurudu.

    YanıtlaSil
  31. Köyümüzde eskiden Mala Balasé isimli Ecem bir aile varmış. Kadınları Kürt kadınları gibi déré giyer, kofi takar, ailece Kürtleri çok severlermiş. Bu aile çok zengin, bir aileymiş. Aile deve bile beslermiş. Ağrı'da Laçin Palas isimli çok meşhur bir iş yerleri vardı.

    Bu ailenin kızının yazması kaçırılınca, aile kızını yazmayı kaçıran kıza vermemek için, köyü terk etmiş.

    YanıtlaSil
  32. Köyümüzün yüzde doksana yakını, yedi kardeşin çocuğudur. Bunlar, Aslan, Akbulut, Akdeniz, Aksoy, Öner, Güner, Pedük, Işık, Yıldız, Yılmaz Kaya ( Bunlar sonradan Keşiş köyüne gitti) Baş (İlk soy isimleri Öner - Ardahan'in Zarzép köyüne kayıtlı)

    Bu kardeşlerin Iğdır'ın Qerehacıli köyünde yaşayan Çopo isimli bir amcaoğulları varmış. Bu kişi, bu ailenin çok yiğit bir fedayiymiş. Ağrı'da ve Iğdır'da ismini duymayan, kendisini bilmeyen yokmuş. Çopo, akrabaları için, hayati boyunca abartısız en az 50 insan öldürmüştür.

    Çopo'nun amcasının çocukları Kazlı köyüne geldikten sonra da, Çopo sık sık Kazlı'ya gelir, komşu köyler yada başkaları ile sorunlar varsa halleder, sonra giderdi.

    Çopo'nun en çok güvendiği insanlardan biri, Apé Edé (Adil Yıldız) idi. Kazlı köyüne gelmeden önce, Çopo katıldığı bir çok sabotajda, saldırıda ve kavgada, Apé Edé'yi de kendisi ile beraber götürmüş, beraber bir çok sorunu çözmüşler.

    Kazlı'ya gelindikten sonra, bazı meseleleri çözmesi için Çopo'yu Hemîdé Elî (Hamit Öner) bir kaç defa, Karabekir (Bekir Akbulut) ed bir kaç defa davet etmiştir.

    Çopo birkaç defa da bazı olaylar için Apé Edé'yi Iğdır'a çağırmış, Apé Edé'nin gidiş, geliş tüm masraflarını karşılamıştır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pedük'ler Sılo'nun çocukları değil. Amca oğlu olabilir.

      Yani yedinci babaya kadar aap değiller, yedinci babada bir olabilirler.

      Sil
  33. Akdeniz'lerin dedesi Sofi Sılo (Siloyé Hesené Temoyé Silo), iyilik sever, her kese yardımcı olan, aç insanları duyuran, zor durumda olanlara yardım eden bir insan idi. Bu sebepten dolayı Kazlı halkı ona Sofi Sılo demiş.

    Birgün Sofi Silo, Ziro köyünden Resul Bey'i yemeğe davet etmiş.

    Resul Bey, atına binmiş, peşinde sürekli yanında gezdirdiği, çok sevdiği iki tejisi (tazı), peşinde korumaları, hizmetçileri ile beraber Kazlıya, Sofi Silo'nun kapısına gelir.

    Kapıda pantolona renk renk kırk yama yapmış, biraz yabani tipli bir genç görür ve şöyle der "Sofi Silo hirçan jî kinc û nan dike" (Sofi Sılo ayıları da gezdirip, doyuruyor"

    YanıtlaSil
  34. Akdeniz'lerin dedesi Sofi Sılo (Siloyé Hesené Temoyé Silo), iyilik sever, her kese yardımcı olan, aç insanları duyuran, zor durumda olanlara yardım eden bir insan idi. Bu sebepten dolayı Kazlı halkı ona Sofi Sılo demiş.

    Birgün Sofi Silo, Ziro köyünden Resul Bey'i yemeğe davet etmiş.

    Resul Bey, atına binmiş, peşinde sürekli yanında gezdirdiği, çok sevdiği iki tejisi (tazı), peşinde korumaları, hizmetçileri ile beraber Kazlıya, Sofi Silo'nun kapısına gelir.

    Kapıda pantolona renk renk kırk yama yapmış, biraz yabani tipli bir genç görür ve şöyle der "Sofi Silo hirçan jî kinc û nan dike" (Sofi Sılo ayıları da giydirip, doyuruyor"

    YanıtlaSil
  35. Köyün büyük çoğunluğunun babası olan Sılo'nun çocukları Kazlı'ya geldiklerin de, Emer ve Hisé (Hüseyin) Akdeniz'in babaları Mıho, bir oğlu ile birlikte Kars'ın Yolgeçmez köyüne yerleşirler. Akrabaları onların Yolgeçmez köyüne yerleştiklerini biliyordular ama ilişkiler kopmuş, yeni nesilden kimse kimseyi tanımıyor du.

    Hüseyin Akdeniz'in torunları, bu yıl İstanbul'da akrabaları ile tesadüfen tanışıp, yeniden ilişkiye geçtiler.

    Yolgeçmez köyüne yerleşen Mıho'nun babaları, sırasıyla şöyle; Mıho, Sofi Sılo'nun oğlu, Sofi Silo Hesen'in, Hesen Temo'nun, Temo ise Sılo"nun oğlu.

    YanıtlaSil
  36. Eskiden yaz ayları geldiklerin de Karadenizli insanlar köyümüze gelip, bostan ekerlerdi.

    Köyün bostan eken insanları da vardı. Bunlar Heci Eso (Aslan), Edoyé Kerim (Abdullah Işık) ve Mıhemedé Tırşık (Mehmet Aslan).

    YanıtlaSil
  37. Ağrı Aşağı Saklıca (Wéretega Jéré) köyünde, soy isimleri Şahvelet olan bir aile var. Bu ailenin yaşlıları, kayıtlarda Kazlı adına kayıtlılar.


    Kazlıdan ne zaman, ne için göç ettikleri bilinmiyor.

    YanıtlaSil
  38. Kazlı"da Newala Heci İbo ve Newala Hemé isimli iki vadi var. Bu iki şahısda Akbulut ailesinden ama vadilere neden isimleri verilmiş? Bilinmiyor.

    YanıtlaSil
  39. İrfan (Urfan) Çobankent, İmdat Akdeniz ile Yaşaré Témir mafyavari işlere kalkışırlar, İrfan ile İmdat bir şekilde tutuklanırlar. İkisini hapiste ziyaret eden Yaşar, kendisinin ismini vermemeleri karşılığında hapiste onlara bakacağını söyler.

    Onlar bir süre tutuklu kaldıktan sonra, devrimci lider Deniz Gezmiş'de tutuklanıp, aynı hapishaneye getirilir. Orada Deniz Gezmiş, İrfan ile çok iyi arkadaş olurlar. İrfan'ın hapisten çıkmasına yakın, Deniz Gezmiş onu çok sevdiğini söyleyip, hatıra olarak ona kazağını verir.

    İrfan o günden sonra o kazağı tüm olaylara, darbelere ve köy baskınlarına rağmen koruyup, bu güne kadar getirir. Kazak hala köyümüz de İrfan tarafından saklanıyor.

    Fırat Çobankent

    YanıtlaSil
  40. Şefik Işık (Şefé) ile Yılmaz Güney, aynı yerde (sanırım Muş) askerlik yaparlar ve ikisi çok samimi arkadaş olurlar.

    Yılmaz Güney'i çok seven Şefik Işık, ona söz vererek doğacak ilk oğluna onun adını vereceğini söyler ve yıllar sonra oğlu Yılmaz doğduğun da, çok sevdiği arkadaşının ismini oğluna verir.

    Yılmaz Güney ile çektiği fotoğrafları yıllarca saklayan Şefik Işık, konu açıldıkça yıllarca sürekli Yılmaz Güney'in yiğitliğini anlattı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şüphesiz ki köyün en korkusuz insanı Halit Fidan'dir (Xalité Meşé). Yıllarca koyunların peşinde, köy dışında, Mezarlıklarda ve insanların gündüz geçmeye korktuğu yerlerde uyudu. Köy halkı sürekli kendisi için şu ifadeleri kullanırdı "Xalit heft gurçik e" (Halit'in yedi yüreği var)

      Qezer köyünde Newala Kûr"da bir gece karşısına bir yaratık çıkar. Yaratık gözlerinin önünde çeşit çeşit hayvanın kılığına girer, onun yaptığı her hareketin taklidini yapar, saatlerce onu korkutmak için uğraşır ama hiç bir şekilde onu korkutmayı başaramaz ve pes edip gider.

      Yine köyümüz de insanların gündüzleri bile yanından geçmeye cesaret edemediği Newala Cina (Cinler vadisi) bir çok gece, Halit Fidan'a mekan olmuştur.

      Halit Fidan, Kurebeşk, çöl Tavşanı ve daha bir çok yabani hayvanı avlayıp köyümüze getirmiştir.

      Köyün her dağına, vadi ve ovasına ayakları değen Halit Fidan, adeta her yeri elinin içi gibi bilip, köyün her karış toprağında bir anısı vardır.


      Sil
    2. Halit Amca aşağıdaki olayı sürekli çevresine anlatır:

      Bir gece yine guhır'dadır (hayvanların gece kaldığı açık alan) birden acıktığını hisseder. Süt sağıp, ekmek ile yemek ister. Bir koyunun sütünü sağar, ekmeği almak için arkasını döner, birde bakar ki süt yok. Bir daha sağar, tekrar aynı olay olur. Tekrar tekrar ve tekrar defalarca aynı şekilde süt kayıp olur.

      Tasın delindiğini falan düşünür, kontrol eder ama tas sapasağlam. Ve sonunda anlar ki birşey ona musallat olmuş. Ama her zaman olduğu gibi, korkusuna hakim olur.

      Sil
    3. Halit Fidan'a göre, kurtlar iki şekilde koyunları götürür.

      Birincisi;

      Kurt dişi ile tek darbede boğazının biraz keser, hemen koyunu ödü kopar (ziravqetî) ve korkudan kurdun tüm komutlarına uyar. Koyunu kontrolü altına alan kurt koyunla aynı hizada yürüyüp, ara sıra kuyruğu ile koyuna vurur.

      İkinci yöntem;

      Yine aynı şekilde koyunun boğazını hafiften kesip ödünü koparır, koyunun altına girip iyice çöker ve o yürüdükçe onun üstündeki koyunda yürür. Kurt, koyunun altında öyle kamufle oluyor ki, uzaktan bakanlar kurdu fark edemez.

      Sil
  41. Eskiden Ağrı Belediyesi köyümüzd bir dolmuş gönderir, köyden şehire, şehirden köye yolcuları o dolmuş taşırdı. Dolmuş ücreti verildiği zaman, karşılığın da yolculara bir bilet verilirdi. Belediyeye ait bu dolmuş, 90'lı yıllardan sonra gelmemeye başladı.

    Daha sonra Halis Aslan (Xalısé Mıheme), köylülerin Kara Şimşek ismini verdiği dolmuşu aldı.

    YanıtlaSil
  42. Çok ilginçtir; köyümüzün nerdeyse tamamı bir baba çocuğu olup, Iğdır'dan geldiği halde, Iğdır şivesini sadece Hacı Yusuf Öner (Hecî Ûsıvé Mıheme) ve çocukları kullanır.

    Hacı Yusuf ve oğulları, nan'a nîn (ekmek), neçe'ye meçe (gitme), neke'ye meke (yapma), nexwaş'a mexwaş (hasta) agir'a égir (ateş) derler.

    Ailenin bu şekilde konuşması, köyde bazıları tarafından alay konusu yapılıp, ailenin çocuklarının arkadaşları, arkadaşları tarafından bu kelimeler ile çağrılıp, alay edilirdi.

    Neden sadece bu aile eski şivelerini unutmadı? Araştırılması gerekiyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu aile için şöyle bir deyim var köyde; "Mala Hecî Ûsiv hirça jî dike meriv" Türkçesi; Hacı Yusuf'un evi, ayıları da ehlileştirir/ eğitir.


      Sil
  43. Köyümüz halkı çok eskiden beri ticaret ile uğraşıp, ticaret konusunda atılgan bir köydür. Konumuza geçmeden önce bir örnek vermek istiyorum; mesela Tırşık sülalesi, ismini yine ticaretten almıştır; Tırşıklar Mıho'nun çocukları oldukları halde, kendilerine Tırşık denilmiş. Çünkü bir dedeleri Tırşık sattığı için onlara bu isim verilmiş.

    Konumuza gelecek olursak; çevre köylerde, bazıları köyümüze Qaziyé Karmoxçiya (Karmokçuların Kazlısı) deniliyor. Sebebi ise; malum Eski Van caddesindeki (yeni ismi ile Tahir Elçi caddesi) bir çok dükkan, Kazlılarındır. Eskiden Köyümüzden bir kaç kişi, bu caddedeki dükkanların da karmok satarlarmış. Bu sebepten dolayı bazıları bu ismi kullanır. Böyle diyenler, daha çok küçük düşürmek için bu ifadeyi kullanırlar.

    Geçtiğimiz yıllarda Ziro köyünden Murat Aslan (Mûradé Kemalé Aho) köylümüz Nihat Öner'e "çi dikî xelqé Qaziyé Karmoxçiya" (ne yapıyorsun Karmokçuların Kazlısı milleti) dediğin de, Nihat kendisine şöyle der "Qarmox firotin, firotina reqiyé bi şereftir e" (Karmok satmak, rakı satmaktan daha şereflicedir).

    Bu cevabı alan Murat kızarır ve oradan uzaklaşır.

    Nihat o sözü ile, Ziro köyündeki içkili mekanları ima etmiştir.

    YanıtlaSil
  44. Hıdır Çiçek'in nenesi Gulé (Koço'nun karısı) Sofi Silo (Akdeniz), Haci (Aksoy), Evle (Akbulut) ve Evdo'nun (Aksoy) kardeşidir. Hepsi Heso'nun çocuklarıdır.

    Bunlar Iğdır'in Hasanhan, Koço ve karısı Gulé'de Iğdır'in Qerehacıli köyünden gelmişler.

    Onlar diğer akrabaları ile Kazlı köyüne, Koço ise Ağrı merkeze yerleşmiş. Ağrı merkeze yerleşen Koço, şimdiki Kadın Doğum hastanesinin yanındaki yüzüncü Yıl parkı civarında çok büyük arsalar alıp, oraya yerleşir.

    Daha sonra Gulé'nin Kazlıdaki kardeşleri ve akrabaları Koço"nun yanına gidip, "burası da köy, Kazlıda, gel bizim yanımızda yaşa. Hiç olmazsa hepimiz yan yana oluruz" derler.

    O zaman Ağrı çok küçük bir kasabaymış. Onların söylediklerini mantıklı bulan Koço, arsalarını satar ve Kazlıya yerleşir.

    Koço'nun çocukları ve torunları, bu olayı sık sık anlatıp, bu çok değerli arsaların zamanında onların olduğunu söylerler.

    YanıtlaSil
  45. Muhittin (Mıhydîn) ile annesi Qezer'e Muhittin'e kız beğenmeye giderler. Eve giderler, kız onlara çay getirir. Muhittin bir iki bardak çay içtikten sonra, her seferinde boş bardağı almaya gelen kıza, alçak bir ses ile içmiyorum getirme der ama kız sürekli bardağı tekrar doldurup getirir. Muhittin'in annesi kızın sağır olduğunu anlar ama o anlamaz.

    Evden çıkıp Kazlı'ya doğru gittiklerin de, Muhittin annesine "gördün değil mi kız beni sevdi, sürekli içmiyorum dediğim halde, o yine getiriyordu" der. Annesi de "ne sevmesi kız sağırdı"der.

    YanıtlaSil
  46. Erd û zeviyên mala Hecî Ûsiv (Öner) wusa pirbû ku paleyên Qazî têr ne dikir, diçûn pale li Giyadînê dihanîn.

    Paleyên Giyadînê zef dixebitîn û li gorî xebata xwe jî dixwar û vedixwarin.

    Êvarê wexta ji zeviyê vedigeriyan, xwarina wan beroşan ve vexwarina wan bi sîtilan ve dihat.

    Rojekê dîsa nanê xwe dixwin, bi zor û bela têr dibin dor tê çay. Çay bi sîtilan ve tê û bi heskan ve îskan û bardaxên wan tije dikin. Sîtilem tê, yeke din diçe. Ûsivê Mihemed ji Xalitê kurê xwe re dibêje "pale zef dixebitin, bira xwarina xwe baş bixwin. Li gorî wê xizmeta xwe de qisûrê nekin"

    Kesek ji xwarin û vexwarina wan re tiştekî nabêje. Lê bi saetan û bi sîtilan ve elavkirina çay, ji xebata zeviyan zêdetir Xalit diwestîne.

    Xalitê ku dinêre têrbûna paleyan tune, çawa ku sîtileke çay a nû tê, îskana xwe tije dike, lê dinêre çay wusa kele ku esmanê devê meriva dişewite. Gulmeke biçûk hêdîka li çaya xwe dixe dibêje "agir li mala bavê jina nekeve çay ne çay e ava kaniyê ye"

    Li ser wê gotinê, pale giş di carekê de îskanên xwe fir dikin, hêsir ji çavên wan re tê, devên wan dişewitin. Giş dixeyîdin dibêjin " em ê herin em ji vê malê re naxebitin"

    Xalit dibêje "xwedê ji we razî be kî ji we re got çay di carekê de fir kin û devê xwe biçewitînin?"

    Dibêjin " ê te negot çay ava kaniyê ye? Em ji te qapiyan me devê xwe şewitand"

    Xalit dibêje "ê erê min got, îja hûn bêjin kîjan çay ji ava kaniyê nîne?"

    Li ser vê bûyerê re 25-30 salî zêdetir derbas bûye, lê bavê min hê jî hin caran vê laqirdiyê dike.

    Ņîhat

    YanıtlaSil
  47. İnanışa göre kurbağa öldürenin elinden beleluk (bereluk)çıkar.

    Eskiden köyümüzde kimin elinde beleluk çıksa,Apê Edo'nun (Işık) evine giderdi. Endem yenge arpanı (buğday da olabilir iyi hatırlamıyorum) üstüne bazı dualar okur, sonra onu gömerdi. Bir süre sonra da beleluk yok olurdu.

    Nihat Öner

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı etlerde, beyaz bir et vardır kezî deniliyor. Plastik gibi es ek olduğundan,yemesi baya zahmetli. İnanışa göre o eti yiyen çocuğun saçı daha da uzun olur.

      Sil
  48. Sahafê File'yi bilen var mı?

    YanıtlaSil
  49. Isanê Elî, Cemalê Nisretê Hecî Ûsiv, Nîhatê Xalitê Hecî Ûsiv, Feratê Îsmaîl, Firatê Siloyê Mesûdê û birayê wî Selçûk ve li Stenbolê di malekê de dimînin (2004 yan 2005).

    Ji xeynî Selçûkê Silo, giş ji xwe re karekî dibînin û dixebitin. Rojekî Isanê Eliyê xalê Selçûk, xwarziyê xwe Selçûk re diaxive û şîratan li wî dike. Dibêje:
    "Kero meriv ku mala xwe, gund û malbata xwe bihêle û were Stenbolê, bê xebat nabe. Binêre hevalên te giş dixebitin, heta birayê te yê ji te biçûktir Firat jî dixebite."

    Selçûk gelekî di binê bandora vê axaftinê de dimîne. Êvarê di xewê de, ber xewan dibêje "niye ben ölmirem" (çima ez namirim).

    Milet wî ji xewê radike, ber dilê wî ve tên û dibêjin:
    "Li ber xwe nekeve tê jî ji xwe re karekî bibînî û bixebitî"

    YanıtlaSil
  50. Şorık'ta, Kaniya Şorıkê'nin aşağısında kazılmış ve önüne set yapılmış bir göl var. Kaniya Şorıkê'den gelen su, o gölde birikiyor ve hayvanlar gelip oradan su içiyor. O yeri ilk kazıp, gölü yapan kişi Îsayê Emerê Nado'dur (İsa Yılmaz).

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kürtçe bir kelime olan Şorık'ın iki anlamı var:

      Birincisi;
      Çayır, mera

      İkincisi;
      Tuzlu su.

      Sil
  51. Köyden en çok bilinen iki aile var. Bunlar Tırşıka ve Sılolera. Tırşıka ve Sılolera aileleri, bir kaç baba sonra birleşiyor.

    Üçüncü bir ailede Weloler'dır. Bunların çoğu köyden göç ettiğinden, günümüz gençleri Weloların kimler olduklarını bilmez.

    Welolar, Özdemir ve Kandemir soy ismini taşıyan ailelerden meydana gelir. Bu iki soy ismi taşıyan aileler bir kaç babada birleşiyor.

    YanıtlaSil
  52. Rahmetli Hüseyin Akdeniz'in (Hısê) torunu Bahattin'e anlattığına göre, onların Tap'taki tarlalarından Lîç bölgesine sekiz köy varmış.

    Yine Hüseyin Akdeniz'in anlatımına göre, Alican Güner'in (Elîcanê Kejê) Çayîra Tırşıka bölgesindeki tarlasında, bir değirmen varmış. Değirmenin suyu, Ziro köyünden gelip, vadiden değirmene, oradan da Murat nehrine akarmış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hüseyin ve Hacı Ömer (Emer) Akdeniz kardeşlerin Kars Yolgeçmez köyündeki kardeşinin çocuklarının soy ismi Yeşil.

      Babaları Sofi Sılo oğlu Mıho, zamanında bir oğlu ile birlikte gidip Yolgeçmez'e yerleşmiş.

      Sil
  53. Hacı Haydar(Heyderê Sofi Sılo) Akdeniz'in bıramakları (ana bir baba ayrı kardeş) var. Hacı Haydar'ın babası vefat edince, annesi bir Başımi köyünden bir ile evleniyor (Kevırgewk olabilir).

    Annesi Hacı Haydar'ıda kendisi ile götürmek ister ama Hüseyin Akdeniz (Hısê) izin vermeyerek kendisinin Hacı Haydar'a bakacağını söyler.

    Sofi Sılo, çok yaşlı iken tekrar evlenir ve Hacı Haydar doğar. Normalde Hüseyin Akdeniz, Hacı Haydar'ın kardeşi Mıho'nun oğludur ama Hüseyin Akdeniz, amcası Hacı Haydar'dan yaş olarak çok büyüktür.

    YanıtlaSil
  54. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  55. İbrahim Akdeniz'in (Îbrahîmê Ûsoyê Sofî Silo) annesi Hacı Zabit Akbulut'un halasıdır.

    YanıtlaSil
  56. KAZLI İLE ZİRO'NUN AKRABALIĞI ÜZERİNE

    Aşağıdaki olay şahsında, iki köyün akrabalık, yakınlık derecesi anlatılmaya çalışılmıştır.

    Şimdi olduğu gibi, eskiden de Ziro Karakolu, Kazlıya bakıyormuş.

    Nedendir bilinmez ama, Ziro karakol komutanı Hacı Yusuf Öner'i sık sık karakola çağırır, sorguya alır. Sık sık karakola çağrılmaktan bıkan Hacı Yusuf, birgün komutana sert çıkar, neden ikide bir karakola çağrıldığını söyler. Karşısında diklenen, boyun eğmeyen bir Kürt gören komutan, sinirlenip Hacı Yusuf'u nezarete attırır.

    O gün bir işinden dolayı Ziro Katakoluna gelen Birka'lı Ziya, nezaretin önünden geçerken çok sevdiği dostu Hacı Yusuf'u görür.

    Hacı Yusuf'u gören Ziya, yanına gidip "Yusuf kirva xoyırdı, niye nezarettesin?" (Yusuf kirve hayırdır neden nezarettesin) der, Hacı Yusuf'da ona meseleyi anlatır.

    Ertesi gün Hacı Yusuf serbest bırakılıp, Ağrıdaki dükkanına gittikten sonra, Ziya Ziro Köyü Muhtarı Ûsê Seyêt'i görür ve olayı anlatır.

    Ûsê Seyêt çok saygın ve sözü geçen bir şahıstır. Hemen Ağrıya, Hacı Yusuf'un dükkanına gider ve onu alıp, Ziro Karakoluna komutanın yanına getirir.

    Komutana şöyle der:
    "Bu adam benin amcamın oğludur ve bu çevrede saygın bir insandır. Eğer bir daha haksız yere onu karakola çağırırsan, Ziroda barınamazsın" der.

    Ûsê Seyêt'in komutanı bu şekilde uyarmasından sonra, Hacı Yusuf bir daha karakola çağırılmaz.

    YanıtlaSil
  57. Köyümüzde biri ölüyor, tüm işlemleri yapıp, tam yıkıyorken birden hareket edip canlanıyor. Yeniden canlanan şahsa, köylülerimiz Xwedaverdi (Hudaverdi) ismini veriyor. Yeniden canlandığına inanılan şahsın ismi, o günden sonra Xwedaverdi oluyor.

    YanıtlaSil
  58. Mehmet Öner (Mihê) ve Qemen Gulavatun'a talip oluyorlar, onunla evlenmek istiyorlar.

    Gulavatun'a soruyorlar, kiminle evleneceksin?

    Oda diyor:

    Danacı Mıhê ile evlenmiyorum. Kör Qemen'le evlenecem.

    YanıtlaSil
  59. Canbağış'ın evi Kemal Yıldırım'ın (Kemoyê Qurbanî) evinin olduğu yerde, Xwedaverdi'nin evide İsmail Aslan'ın (Îsmaîlê Emo) evinin olduğu yerdeymiş. Canbağış ile Xwedaverdi akrabadır. Düğün olur, eve yeni bir gelin getirilir, evin küçük bir çovuğu olan İsminaz (Süleyman Aslan'ın karısı) Kara Bekir'in önüne çıkıp oynayıp, "Ay Kerebekır bize teze bir gelin geldi" der.

    YanıtlaSil
  60. Îsayê Beyazê'nin (İsa Korak) babası Ömer genç yaşta vefat edince, küçük yaştaki İsa'yı Apê Ed (Adil Yıldız) yanına alıyor.

    İsa'yı oğullarından ayırmayan Apê Ed, onu büyütüp, evlendirip, öz oğullarına pay olarak ne verdiyse, ona da onu veriyor.

    Apê Ed,Îsayê Beyazê'nin manevi babasıdır.

    İsa'nın karısı Sîsê (Sîsık) Apê Mıheme'nin (Memet Aslan) kızıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Îsayê Beyazê'nin annesi Beyaz, Apê Edê'nin halasıdır. Yani Uso ve Heso'nun kardeşidir.

      Sil
  61. Ağrıya kuru temizlemeyi getiren ilk insan Heyderê Sılo'dur (Haydar Akdeniz).

    YanıtlaSil
  62. Eskiden bir ölü olduğun da, sırasıyla biri baş sağlığına gelenleri evine davet ederdi. Köyümüz Kazlı, Ziro ve Küpkıran köyleri ile amca çocukları olduğundan, bu iki köy halkı, köyümüzün her cenazesinde bulunur.

    Eloyê Uso (Ali Aslan) vefat ettiğin de, ilk yemeği Hacı Yusuf Öner vermek ister. Köy halkı, "tu her tiştê xwe hazir ke, gava mêvanê şermê hatin, wê rojê tu gazî milet ke" (sen tüm hazırlıklarını gör, mahçup olmamamız gereken misafirler geldiğin de o gün sen misafirleri davet et) derler.

    Bahsedilen mêvanê şermê ise, Ziro ve Küpkıran halkıdır. Onlar hem çabuk çabuk birşeyleri beğenmiyor, hemde Kazlılar onları iyi ağırlamak istiyordu. Bu sebepten dolayı, her cenaze olduğun da, Hacı Yusuf Öner tüm hazırlarını yapar, bu iki köy halkının baş sağlığına geleceği günü beklerdi. Her cenazede mutlaka bu iki köyden gelen misafirler, Hacı Yusuf Öner'e bırakılırdı.

    Hacı Yusuf Öner tüm hazırlıklarını yapar, onların geleceği günü bekler.

    Ve birkaç gün sonra Ziro ve Küpkıran'dan, yetmiş, seksen kişilik bir gurup baş sağlığına gelir.

    Gelen gurubun içinde Küpkıranlı Ağrı encümeni Xalıtê Eso'da vardır.

    Misafirler Hacı Yusuf'un evine gitmeden önce, cenaze evine giderler. Baş sağlığı, fatiha ve sohbet faslı arasında Xalıtê Eso su ister. Kapıda duran gençler suyu getirmek için adeta birbirleri ile yarışırlar ve nihayet Hacı Yusuf'un torunu Memet, herkesten önce davranıp su bardağını doldurup, bir tabağa koyup götürür.

    Xalıtê Eso'nun önüne geldiğinde, başını eğip, bir elini göğsüne koyup suyu uzatır. Xalıtê Eso suyu içip bardağa koyduktan sonra, Memet iki adım geri geri gidip, sonra dönüp gider.

    Memet'in o güzel hareketlerine hayran hayran bakan Xalıtê Eso, Memet'in kimlerden olduğunu bilmediği halde, şöyle der:

    "Bir çocuğu ancak Hacı Yusuf böyle eğitebilir."

    Herkes gülerek:

    "Evet o genç, Hacı Yusuf'un oğlu Nüsret'in oğlu" der.

    Çok gururlanan Hacı Yusuf, daha sonrasında Memet'i çok büyük bir para ile mükafatlandırıp, alnından öper.

    Daha sonra misafirler yemek yemek üzere, Hacı Yusuf'un evine giderler.

    Orada da misafirler en iyi şekilde ağırlanırlar. Yemekler yenilip, içecekler içilip, sohbetler yapıldıktan sonra, misafirler gitmek için müsaade istediği gibi, evin gençleri ve çocukları hemen koşup, gidip ayakkabıları dizerler.

    Ayakkabılarını giyen Xalıtê Eso, hiç bir şey demeden sessizce Hacı Yusuf'un yanına gider, alnından öper ve şöyle der:

    "Allah aşkına senin gelinler nereli? Sen oğullarını nereden evlendiriyorsun?"

    Böylece Kazlı halkı, bir kere daha başı dik bir şekilde en zor misafirlerini ağırlayıp, gönderir.

    YanıtlaSil
  63. ŞERÊ FILÊ QAZÎ Û TIRŞIKA

    Wexta pêşiyên me teze têne Qazî, wî çaxî di gund de Fille hê hebûne.

    Rojekê Fille heqaretê li yekî dikin, ew î dikutin (ez bawerim ew kes ji Tirşika bûye).

    Apê Edê (Yildiz) û bavê wî Hesoyê Eslan ve diçin û bi Fileyan re dikevine nava şerekî giran.

    Şer, li dewsa mala Apê Hacî (Aksoy) ya niha dibe. Wî çaxî ew der vala bûye, li wê derê mal tunebûne.

    Şerê Apê Edê, Hesoyê bavê wî û Fileyên Qazî ve bi qameyan ve dibe. Herdu mêrxasên Tirşikan bi qameyan ve êrîşî bi dehan Fileyan dikin. Herdu jî gelekî jihatî û bi quwet bûne. Şerê wan bi saetan dewan dike, şer wusa dibe ku, mîna şerê Qehramanê Qatil û Ristemê Zal ve mezin dibe. Di dawiya şer de Apê Edê û bavê xwe ve, zora koma Fileyan dibin; sê pêçiyên Fileyekî, milê Fileyekî din ve bi derbê Apê Edê û bavê wî ve difirin. Piştî wusa dest û milên merivê wan diçin, Fileyên mayî direvin.

    Apê Edê û bavê xwe ve têne nava gund, xizm û merivên wan bi qazanan ve ji wan re avdewê çêdikin ku sewa tîn û tîbûna wan bişkê. Tê gotin ku di navbera Apê Edê, bavê wî Heso û palawanan de tu ferq tunebû. Bav jî kur jî mêrxasine zef mezin bûne.

    Dibêjin wexta şerek dibû, digotin "bira Hesoyê Eslan, Edê Heso û Mîrzoyê Emo ve bên, bes e"

    Mîrzoyê Emo jî kurapê Hesoyê Eslan yê heq e. Emoyê bavê Mîrzo, birayê Eslanê bavê Heso ye. Mîrzo, kalikê Hecî Ûsivê Miheme ye.

    Hecî Ûsivê kalikê min, Mihemedê kurapê min re qala wî şer î kiribû. Mihemedê kurapê min jî, ji min re vegot.

    Nihat Öner.

    YanıtlaSil
  64. Köyümüzün yüzde doksana yakını, yedi kardeşin çocuğudur. Bunlar, Aslan, Akbulut, Akdeniz, Aksoy, Öner, Güner, Işık, Yıldız, Yılmaz, Kaya ( Bunlar sonradan Keşiş köyüne gitti) Baş (İlk soy isimleri Öner - Ardahan'in Sarzép köyüne kayıtlı) soy isimleridir. Bazı aileler sadece bir soy ismi alırken, bazıları beş soy ismi almış. Mesela Sılo'ler yani Silo'nun çocukları sadece Akdeniz soy ismini alırken, Mıho'nun çocukları yani Tırşık'lar beş soyismi almışlar. Bunlar: Aslan, Baş, Öner, Işık ve Yıldız.
    Köyümüzün yüzde doksanına yakınını oluşturan yedi kardeşin çocukları, Ağrı'ya geldikten sonrada Iğdır'daki akrabaları ile ilişkilerini korumuşlar. Bunlardan biri de aile kahramanı Çopo'dur.
    Dedelerimizin Iğdır'ın Qerehacıli köyünde yaşayan Çopo isimli bir amcaoğulları varmış. Bu kişi, bu ailenin çok yiğit bir fedasiymiş. Ağrı'da ve Iğdır'da ismini duymayan, kendisini bilmeyen yokmuş. Çopo, akrabaları için, hayati boyunca abartısız en az 50 insan öldürmüştür.
    Çopo'nun amcasının çocukları Kazlı köyüne geldikten sonra da, Çopo sık sık Kazlı'ya gelir, komşu köyler yada başkaları ile sorunlar varsa halleder, sonra giderdi.
    Çopo'nun en çok güvendiği insanlardan biri, Apé Edé (Adil Yıldız) idi. Kazlı köyüne gelmeden önce, Çopo katıldığı bir çok sabotajda, saldırıda ve kavgada, Apé Edé'yi de kendisi ile beraber götürmüş, beraber bir çok sorunu çözmüşler.
    Kazlı'ya gelindikten sonra, bazı meseleleri çözmesi için Çopo'yu Hemîdé Elî (Hamit Öner) bir kaç defa, Karabekir (Bekir Akbulut) de bir kaç defa davet etmiştir. Her çağrıldığında gelip meseleleri çözüp, tekrar gitmiştir.
    Çopo birkaç defa da bazı olaylar için Apé Edé'yi Iğdır'a çağırmış, Apé Edé'nin gidiş, geliş tüm masraflarını Hamit Öner karşılamıştır.

    YanıtlaSil
  65. Kosegêlî

    Eskiden bizim köyde de Kosegêlî vardı. Biri Kose kılığına biri de Kose'nin karısı kılığına girerdi. Daha sonra Kose ve karısı ev ev dolaşıp, tiyatro tarzı çeşitli hareketler yapıp, insanları eğlendirlerdi. İnsanlarda onlara hediyeler verirlerdi. Verilen hediye genelde undu. O zamanlar, köy bakkalları unda alıyordular.

    Kosegêlî her yıl Xıdırnewî (20 Şubat) döneminden Newroz'a (21 Mart) kadar yapılırdı.

    YanıtlaSil
  66. Dün akşam, yani 20 Şubat'ı 21 Şubat'a bağlayan gece, birinci cemre toprağa gitti. Kürtlerin inanışına göre; cemre toprağa gittikten sonra, yerin altı ısınır ve kar erimeye başlar.

    N.Ö

    YanıtlaSil
  67. Hamit Akbulut (Hamê) genç yaşta vefat etmiş ama çok zeki bir insanmış. Kısa zamanda çok zengin olmuş. İşleri çok olduğundan, sürekli kendi işlerini takip edemiyormuş. Koyunları İran sınırından geçerken, koyunları götürenlere üzerinde H.A yazan yüzüğünü verirmiş. Koyunları sınırdan geçiren adamları, sınırlarda memurlara o yüzüğü gösterip, koyunları geçirirlermiş.

    YanıtlaSil
  68. Sezer》 Fikret 》 Memet 》 Hamit》 Ali 》 Emo 》Mıho 》 Sılo 》 Temo 》 Abuzet

    YanıtlaSil
  69. Bizim köylüler Kars ve Iğdır tarafından Ağrıya geldiklerinde, Zirodan önce Extiyar köyüne yerleşirler. Extiyar köyünde Redkiler olduğu için buraya gelmiş olabilirler. Orada Mıkiler ile anlaşamadıklarını duyan Zirolu Seyadê Feqî Hesen, gelip amca çocuklarını Ziroya götürür.Burada da biraz kaldıktan sonra, Zirolu Resul Bey ile kavga edip, Kazlıya yerleşirler.

    YanıtlaSil
  70. Bizim köylüler, Redki aşiretinin Kumki kolundandır. Kürt büyüklerinin anlattığına göre, Kumkilerin babası, kel biriymiş. Ve bu sebepten dolayı yaz kış hiç bir zaman kum'ı (takke) başından çıkartmazmış. Bu sebepten dolayı onun çocuklarına Kumki denişmiş.

    YanıtlaSil
  71. İsmet İnönü Ağrı İsyanından dört yıl, yani 1934 yılında Kürt bölgelerini gezer ve bir rapor hazırlayıp Mustafa Kemal'e sunar.

    Raporda asyadan bölgeye Azeri, Terekeme ve Karapapakların getirilip, Kürtleri Türkleştirmesi gerektiği yazılır. Bu rapordan sonra Kürt bölgelerine Kürt olmayan halklar getirilir. Bizim köydeki Ecemlerin de bu tarihte getirildiğini tahmin ediyorum. Şuana kadar buşunmuş bir belge yok.

    YanıtlaSil
  72. Yiğitliği ve mertliği ile tanınan Edê Heso yada Edê Gulê (Adil Yıldız), Türkiye tarihindeki ilk vicdani retçi olabilir.

    Devlete askerlik yapmayı kabul etmemiş ve yapmamıştır.

    YanıtlaSil
  73. Cami minaresi için yer kazıldığın da, çok sayıda kemik çıktı. Deniliyor ki eskiden orası Ermeni mezarlığıymış.

    YanıtlaSil
  74. Köye tapu 1968'de girmiş. Öncekiler tapu değil, tespittir.

    YanıtlaSil
  75. Çobankent ailesinin ilk soyismi Çoban'dır. Daha sonra İsmail Çobankent gidip itiraz ediyor ve Çoban'ın sonuna kent ekleniyor ve Çobankent oluyor. Eski kayıtlarda ailenin soy ismi Çoban olarak geçiyor.

    YanıtlaSil
  76. Em ji Tirşiktiyê derkevin

    Rojekê Hikmetê apê min tê, Hecî Ûsivê kalikê min re dibêje "Hecî, were em xêrekî yan tiştekî bidin, ji Tirşiktiyê derkevin."

    Hecî dibêje "Hikmet qurbana te, em heft qalib sabûn bistînin û herine ber çemê Mûradê xwe bi mehan bi wan sabûnan ve bişon jî, em Tirşik in. Em çi bikin jî xwîna me yek e."

    N. Öner

    YanıtlaSil
  77. Kemal Yıldırım'ın evi İran'dan Avamesiya köyüne, oradan da 1950'li yıllarında Kazlıya göç etmiştir.

    Muhammet- Ergün - Kemal - Qurbani - Quli.

    YanıtlaSil
  78. Bu şakaya maruz kalmayan var mı?

    Kazlıda eskiden evlenme çağına gelipte evlenmeyen gençlere " emê tera qiza Çarsım axa bıxwazın, jêra ji zıncireke çar mêtre bıkırın" (sana Çarsım ağa'nın kızını isteyip, kıza da dört metre zencir alacağız) denildiğinde, gençler çom sevinip, Çarsım ağayı çok önemli biri, kızını da çok güzel biri sanırlardı.

    Çok sonra öğrendik ki, çarsım ağa aslında eşekmiş. Çar-sım'ın türkçe anlamı; dört ayak- dört nallı demektir.

    Çarsım Ağa'nın kızı, Kürtçeye bir deyim olarak yerleşmiş; havalı, kendini beğenmiş kızlara "buye qiza çarsım ağa" (çarsım ağanın kızı olmuş) deniliyor.

    Köyümüzde birde "Qurqur Beg" deyimi var.

    YanıtlaSil
  79. Yusuf Aksoy'un annesi, Tırşık'ın kız kardeşidir. Yani Tırşık sülalesinden.

    Ayrıca Cemile ile Heci İbo kardeşler.

    YanıtlaSil
  80. Nadirê zavê Sebrîyê Hemîd, kurê Hişkê ye. Hişkê jî xwîşka Çoppo ye. Çoppo mêrxasê êla Redkan bû.

    YanıtlaSil
  81. Fotrftaki memet oner kemal aslan ibrhim patik ali isik cemal patik abtla korak eset aslan nizmetin. Aslan . ylbasda izmirde isa onerin evinde. Ceklmistir ceken ferde

    YanıtlaSil