11 Kasım 2016 Cuma

Kazlı Kürtçesi üzerine

Dilimiz Kürtçe, dünyadaki en temiz, en doğal dillerden biridir; devlet sahibi tüm dillere müdahale edilmiş, olmayan kelimeler başka dillerden alınmış, yada uydurulmuştur. Bu sebepten dolayı devlet sahibi tüm diller zamanla orjinalliğini kaybedip, diğer dillere benzerken, Kürtçe binlerce yıl öncesi gibi kalmıştır. Örnek vermek gerekirse, Ahmedê Xanî'nin 324 yıl önce yazdığı Mem û Zîn'i bugün Kürtçe bilen her Kürt anlarken, 100 yıl yani Osmanlı döneminde yazılan bir kitabı, her Türk anla(ya)mıyor. Kürtlerin bir ata sözü var ki, yukarıda anlattığımı özetliyor; zimanê xelqê, xelqê çêkiriye, zimanê me xwedê çêkiriye. Türkçesi: el alemin dilini, el alem kendisi yapmış, bizim dilimiz Allah yapmış.

Kürtçe çok zengin, çok zengin bir dildir.  Karşı karşıya olan iki Kürt köyü bile, birbirinden farklı kelimeler kullanabilirler. Örnek vermek gerekirse; bizim köy ile Qezer arasında sadece Murat Nehri var ama, mesela kibrite pîçke derken, onlar nift, biz küfüre da xebera derken, onlar da çêra derler, bizler erkek çocuğa kuro derken, onlar, çarê derler, biz karpuza kal, onlar zebeş derler.. Buna benzer yüzlerce örnek verebilirim. Birbirine bu kadar yakın iki Kürt köyünün aynı şeyler için farklı kelimeler kullanması, yukarıdaki örneğimi kanıtlıyor. Nasıl mı?

Köyümüz Qazî, Rewan kökenli, Qezer ise daha çok aşağı taraflardan buraya göç eden insanlardan meydana gelir. Dile müdahale edecek, kelime bozacak, kelime üretecek bir kurumumuz olmadığından, iki köyde kendi kelimelerini bugüne kadar koruyabilmiştir. Bugün sonrada koruyabilmesi için, Kürt dili ve kültürünün üzerindeki asimilasyon politikalarına biran önce devletçe son verilmelidir.

Anadilde eğitim olmadan, bu kadar büyük asimilasyon politikalarına karşı, Kürt dilinin yaşaması mümkün değil. Kürtler de bunun bilincinde olup, her alanda Kürtçelerine sahip çıkmaları lazım.

Gelelim asıl konumuza;

Bizim köyün özelliklerinden biri; Kürtçede kayıp bazı kelimeler hala köyümüzde kullanılıyor.

Abi kelimesinin Kürtçede iki karşılığı var; Kekê ve Ete (Eto).

Kekê, günümüzde tüm Kürtler arasında kullanılıyor ama, ete kelimesi kaybolmuş. Sözlüklerde bile geçmiyor.

Köyde kimlere ete deniliyordu?

Rahmetli Apê Ed'e (Adil Yıldız), rahmetli Süleyman Aslan'a ve rahmetli Apê Dewrêş'e (Derviş Aslan).

Neden sadece Tırşıklar bu kelimeyi kullanıyor? Diye sorarsanız, onlar Iğdırdan, Kazlıya gelen en son aile. Kendileri ile birlikte getirdikleri kelimeleri (bilinçli bir şekilde olmasada) korumuşlar.

Kazlıdaki bir başka kayıp kelimede ALA'dır. Anne anlamında kullanıyor. Kazlıda en az on anneye ala deniliyor.

Bir başka kelimede ETÊ'dir. Abla demektir. Bu kelime kaybolmamış olsa da, çok nadir kullanılıyor. Kazlıda birçok kadına etê deniliyor.

Kazlıda kullanılan bir başka kayıp kelime de, AXPÎN'dir. Türkçe anlamı, evin önündeki tarla'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder