Köyümüz Kazlı, Kürt kültür ve geleneklerine göre yaşayan, gerici ve yobaz bir köy değildi. Kızların, kadınların belli örtünme evreleri vardı. Aileler eşlerine, kızlarına giyim konusunda müdahale etmezlerdi.
Kürt geleneğinde türban sorunu yoktu. Kızlar evlenene kadar "serqot" yani Türkçe deyimiyle başı açık gezerlerdi. Hatta serqotluk bir tür hürlüğün ve hoyratlığın sembolüydü. Kimsenin kimsenin etek boyuyla da sorunu yoktu.
Evlendikten sonra nakış nakış yazmalar takarlardı. Ki kimse onlara o yazmanın nereyi örtmesi gerektiği üzerinde durmazdı. Belli bir orta yaşa geldiklerinde ise giderek daha olgun renkler takarlardı. Bu yazmalar toplumsal olaylara göre şekillenirdi. Mesela bir beklenmedik ölüm olduğunda, yazmalar siyah, bir vakti gelmiş ölüm söz konusu olduğunda ise yazmalar beyaz rengine bürünürdü.
Kadın ve erkekler aynı oyunda halaya dururlardı. Kimse kimseye karışmaz ve haremlik selamlık ilişki yoktu.
Türban adı altında Kürdistan ve Anadolu'da kadim bir kültüre sahip yazmalar ve başörtüler toplumsal temelinden koparılmış ve tek tip ya da model haline getirilmiştir. Artık yazmaların ve başörtüleri toplumsal bir model olmaktan çıkıp sadece inanç temeline oturtulmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder