6 Mart 2016 Pazar

Kazlıdan gelini karşılamaya giden 70 atlı

Köyümüz Qazi'nin eski geleneklerinden biri de, atlarla gelini karşılamaya gitme geleneğidir. Kazlı ve çevre köylerden toplanan atlılar, gelinleri karşılamaya giderlermiş. Bu gelenek yıllarca böyle sürmüş ama, son yıllarda kaybolmuş. Mahmut Yılmaz bana bir gelin karşılama anısını anlattı.


 Köyümüzden ve çevre köylerden yetmiş atlı, köyümüzde toplanıp, amcam Nüsret Öner'in düğün konvoyunu karşılamaya giderler.

Şimdi Mahmut (Yılmaz) dayımın dilinden, o güne gidelim:

"Yılı tam hatırlamıyorum ama, o düğünde bizim Halis askerdi. Halis 1938 doğumlu (1958-59 yıllarına tekabül ediyor). Cewo halamın oğlu Nüsret'in düğünüydü. Gelin Doğubayazıt'ın Berbere Köyünden, bizim köye gelecekti. Bizde yetmiş atlı toplanmış, gelini karşılamaya gidecektik. Davulun sesi her tarafa yankılanıyor. Herkes atlarını alıp okulun oraya geldi.

Bizim köy ve komşu köylerden tam yetmiş tane atlı toplandı okulun oraya. Bizim köy ve çevre köylerin en iyi atları. Annem bana yalvardı, dedi "bizim at delidir, dikkatli ol." bende dedim "yok ınnê, ben fazla sürmem". Hamit amcada (Hamit Öner) okulun oradaydı, herkes bir şey diyordu, kimisi diyor "Heci Zawıt gilin atı birinci gelecek", kimi diyor" Qelenderli Haci'nin". Hamit amca da dedi "Göreceksiniz, Mahmut birinci gelecek. Çünkü Mıhemed'in evinin atı çok iyi" Neyse davulu traktörün römorkuna koydular, atlılarla birlikte çala çala geliyor. Taşlıçay'ın oradaki yokuşun oraya gittik, Fetê (Fettah Pedük) dedi "xatırê we" (allaha ısmarladık) ve atını sürmeye başlayıp, bizden uzaklaştı.

Eliyê Mıhemed Emin dedi "sürün, bu gitti bizi geçecek şimdi" Benim, Heci Şeo'nun oğlu Eziz'dir, Heci Emer'in oğlu Yusuf'tur, sürüyoruz beraber.

Benle Eziz, yan yanayız. Eziz'in atının ismi Bozê idi. Eziz diyor "Bozê îro roja te ye" (Bozê bugün senin günündür). Ben Golesor köprüsünün oraya geldim, daha önümde 15 kişi vardı. Ben daha tam atı bırakmıyor, bırakmaya korkuyorum. Amacım Gerger'in girişinde onu serbest bırakmak. Gerger köprüsünün oraya geldim, Yekmal alanına baktım, Ali (Pedük) ile kardeşi Fettah, bir o öne çıkıyor bir diğeri. Ben geldim onlara yetiştim, Ali dedi "Kuro hêdî bajo meînê me bixe" (yavaş sür, at bize düşürecek). Ondan sonra gücüm yettiğince, atın gemini serbest bıraktım. Ziro'nun yakınlarına geldim, baktım Xıdırê Evlê Feqî Hesen orada. Dedi "Apê te qurbana te be, hêdî bajo" (amcan sana kurban olsun, yavaş sür). Bizim köye geldim, okulun orada indim. Baktım Allah rahmet eylesin Hamit amca ile Hacı Yusuf (Öner) orada duruyorlar. Hacı Yusuf öyle seviniyor, gülüyor. Dedi "Memûd tu pêşiyê hatî, ez qurbana te bim" (Mahmut sen mi birinci geldin, sana kurban olayım).
Bizim at çok güzel bir attı, Allah onun üstüne at yaratmamıştı. Köyden Taşlıçay'a gittim, oradan tekrar köye geldim, terlememişti bile. Ben bu yaşıma geldim Kazlıda iki at gördüm; bir bizim o at, birde Hamit (Öner) amcanın  kara atı. Onun kara atı çok güzeldi. Bizim Ûsivê Hamê dede vardı ya, bizim köyden Erzurum'a göç eden. O, Hamit amcaya dedi "senin atın çok güzel" Hamit amca o atı Usıv dedeme hediye etti, "al senin olsun" dedi. Herkes çok şaşırdı, "o atı nasıl hediye olarak verdi" dedi ama, Usıv dedem yiğit biriydi, Hamit amcada onu severdi rahmetli."

Fotoğraf: Mahmut Yılmaz ile oğlu Ömer.

Nihat Öner
06.03.2016


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder